Silivrispor Kulüp Başkanı Ümit Kalko, uzun bir aradan sonra basınla bir araya geldi. Son birkaç hafta içinde, sosyal medyadan çeşitli söylemlerle algı operasyonu yapanlara yönelik açıklamalarda yapan Kalko’nun bir hayli sert cevapları da oldu.
“Unutuyoruz” diyerek başladığı sitem dolu sözlerine, geçtiğimiz sezondan örnekler vererek, şu anki mevcut durum ile mukayese edilmesi hususunda hatırlatmalar yaptı. Biz göreve geldiğimizde “enkaz” devraldık diyen Kalko; “3 Milyon(Trilyon) küsur borcu olan ve iki hafta kala kümeye düşmesi garanti gözüyle bakılan, bir önceki başkanın kulübü pazarlama tapeleri internete düşen, çeşitli dolandırıcıların ve beton santrali yapma iddiası olanların, simsarların kol gezdiği bir takımdı Silivrispor” dedi.
Evet, bu söylediklerinin tamamına bende dahil tüm Silivri şahittir. Özellikle mali açıdan neredeyse yerin dibine girmiş Silivrispor’a başkan olmak, olmaya niyet etmek, en hafif tabiri ile ateşten gömleği giymek demekti.
Ümit Kalko’nun bu ateşten gömleği kabul etmesi ve tüm ticari kariyerini ortaya koyarak takıma sahip çıkması, yine en hafif tabiri ile harikulade bir davranıştır. Şimdi birileri kalkmış oturduğu yerden ahkâm kesiyor ve sosyal medyadan “tehdit” içerikli yorumlarla ayar vereye kalkıyor. Neye ve kime? Ümit Kalko’ya…
Ben aslında bu modellere yabancı değilim ama gel gelelim ki Sayın Başkan, bu tarz kişi ya da kişilere alışık değildir. Başarıyı sahiplenmek kolay da, başarısızlığı kabul etmek her babayiğidin harcı değildir. Geçen sene kapısından geçmeye korkulan Silivrispor’un, şimdi Silivrililere ait olduğunu iddia edenlere sormak lazım! Hayırdır, zorunuza giden nedir? “Silivrispor, kimsenin babasının malı değil” diyenler için bende aynı soruyu sormak istiyorum!
Silivrispor, ne zaman sizin babanızın malı oldu?
Futbolculara alacakları için senet imzalanırken aklınız neredeydi?
Esnafa olan borçlar yüzünden dağıtılan senetlerden kaç tanesine; “verin bunu da ben ödeyeyim” dediniz?
Ucuzluk pazarında eşya gibi satılığa çıkan kulübe, müşteri aranırken siz nerelerde geziniyordunuz?
Şimdi tüm borçları ödenmiş, mali hiçbir problemi kalmamış, futbolcu kadrosuna yenilikler eklemiş ve liderliğe göz kırpan bir takım ortaya çıkınca özellikle üç beş kişide Silivrispor hayranlığı hortladı. Aynısını eski başkanlardan Mustafa Saral’a da yaptınız!
Kulübün kapısına kilit vurulup, anahtarı Kaymakamlığa teslim edilmek üzereyken yine bir enkaz devralan Saral, 18 yıl aradan sonra Silivrispor’u profesyonel lige çıkardı. Aynı senaryoyu ona da uyguladınız. Kendisini “Öz Silivrili” olarak addedenlerin, bugün ikide bir ırkçı yaklaşımlarından bu ilçeye verilen zararların haddi hesabı yoktur.
Selimpaşa'dan ötesi için kem göz muamelesi yapmaktan ne zaman kurtulacaksınız!?
Saysanız bir elin parmakları kadar olan bu kafa yapısındaki isimlerden yeterince zarar görmedik mi?
Ümit Kalko’nun Ağrılı olmasının size ne zararı var?
Hadi dışarıdan gelen söylemler neyse de, içerden yani yönetimden çıkan seslere ne demelidir?
Yönetimde bulunan bazı isimlerin sağda solda aynı üslup ile Kalko’ya yönelik eleştiri boyutunu aşan söylemleri daha çirkindir. Gerçi bu konuya da açıklık getirdi Sayın Başkan… “Ödememizin olduğu bir gün 100 Bin Lira açığımız var. Masada tüm yöneticilerimiz var ve benim aklıma şöyle bir fikir geldi. Arkadaşlar kişi başı 20’şer Bin bağış yapın bende 500 Bin bağış yapacağım dedim. Yusuf Temel, Mutlu Memiş ve Süleyman Gençoğlu bunu anında kabul ettiler fakat Raşit Yağcıoğlu ile Yavuz Dirik bir düşünelim diyerek çıktılar. Gidişte o gidiş…”
Gerek Raşit Bey’in, gerekse Yavuz Bey’in istenen bu rakamın çok daha üzerinde para verebilecek güçlerinin olduğunu bilmeyen yoktur. Ama gel gelelim bu iki isimin de bu güne kadar faydalı hiç bir işe parmak bastığını da gören, duyanda yoktur. Öz ve Öz Silivrili olan bu isimler, para lafını duyunca kaçacak yer aramış ve bugün Öz ve Öz Silivri’nin olan takımlarını 20 Bin lira için yalnız bırakmıştır. Sonra ben Silivri’nin ta kendisiyim öyle mi? Kurban olun siz Ağrılı Kalko’ya!
***
Kendi cebinden 2 Milyon(Trilyon) para vermiş ve bitmiş bir takımı ayağa kaldıran Kalko’yu, sosyal medya hesabı üzerinden takip ederek yorum yapma gayretine düşmek yerine, elini taşın altına koyarak yardımcı olmaya çalışmamak bu ilçe ve takımına en büyük terbiyesizliktir. He madem kulübün başında Ağrılı yani Kürt bir yönetici istemiyorsanız, kabullenemiyorsanız, gidin kapısına; “al kardeşim bu verdiğin borç 1,5 Milyon(Trilyon) para, bugüne kadar da yaptığın hizmetler için ayrıca şahsına teşekkür ederiz. Biz kulübümüzü dışarıdan birilerinin yönetmesini istemiyoruz” dediğinizde, anlayışla karşılayacak kadar ilim irfan sahibi bir eğitimcidir Sayın Kalko...
He bunu yapamıyorsanız kusura bakmayın da davulu eline alıp, tokmağı da başkasına vurdurmaz! Bende olsam aynı hassasiyeti gösteririm.
Teknik hoca ile anlaşmazlık içine girmiş olması ve yollarını ayırması yönetici olarak Başkanın kendisi ve haliyle yönetimini bağlar. Ligin bitmesine daha var olduğu bilinirken kalkıp da şimdiden farklı yorumlara meydan açmak acımasızlık olur. Zaten Başkan Bey’in ilk sene şampiyonluk gibi söz vermediğini genel kurulda bulunan herkes iyi hatırlar. İlk sene mali açıdan rahatlama, ikinci sene şampiyonluk konusunda iddiasını ortaya koymuştu.
Diğer bir hususta CHP’li Meclis Üyesi Devrim Uzun’un Kalko’ya yönelik “tehdit” içerikli sözleri…
Devrim Uzun’un sosyal medya hesabından paylaştığı Kalko ve Yönetimi hakkında “Bir kilo samandan kaç kilo duman çıkar gösteririz” şeklideki paylaşımını, bende tasvip etmiyorum. Siyasi kimliğinin yanında Çantaspor’un da başkanlığını yaptığı bir isimden bu tarz söylemleri duymak çok üzücüdür. Kin ve nefretin körüklendiği bu söylemler başta kendisini, üyesi olduğu siyasi partisini, meclisinde bulunduğu Silivri Belediyesi ve dolayısı ile Belediye Başkanı Özcan Işıklar’ı zora sokacak eylemlerdir. Konuşmasının başından sonuna kadar Belediye Başkanından övgülerle bahseden bir Ümit Kalko’dan, kin ve nefret, hatta “tehdit” dolu söylemlerle konuşan Başkan’ın meclis üyesine…
Yorum sizin!